haftanın (bonus) keyfi…keten tohumu krakerler

bu yaz amerika’da uzun zamandır yediğim en güzel keten tohumu krakerleri keşif ettim.  istanbul’a dönerken birkaç kutu yanımda getirdim ama tabii çok uzun dayanmadılar! bittikleri günden beri oradan buradan glütensiz kraker deniyorum ama bir türlü tam olarak aradığımı bulamayınca acaba ne kadar zor olabilir ki bunları yapmak diye düşünüp araştırmaya başladım… sonunda tarifleri karıştıra karıştırarak harika bir tarif buldum.  29 ekim tatil diye evde vakit de varken bir deneme yaptım.  pişirme süresi biraz uzun ama onun dışında çok kolay bir tarif ve en güzeli de amerika’da bulduğum krakerlerle neredeyse bire bir aynı!

malzeme:

1 su bardağı keten tohumu

3 yemek kaşığı chia tohumu

1 su bardağı su

3 yemek kaşığı ay çekirdeği içi

3 yemek kaşığı kabak çekirdeği içi

1 çay kaşığı deniz tuzu

**isteye göre değişik baharatlar da eklenebilir, ben bu sefer sade yaptım- badem ezmesi veya humus ile şahane oluyor çok tavsiye ederim**

tarif:

fırını 80 dereceye ısıtıp fırın tepsisine yağlı kâğıt serin

keten tohumlarını ve chia tohumlarını karıştırın ve üzerine suyu döküp 20 dakika bekletin

ay çekirdek ve kabak çekirdeklerini ve tuzu ekleyip karıştırın

bu karışımın yarısını güçlü bir blender veya robottan geçirin ve sonra hepsini tekrar kaşık ile karıştırarak birleştirin

hamur kıvamına gelmiş olan karışımı fırın tepsisine dökün ve eşit olacak şekilde yayın

bıçak ile kraker boyutları oluşturacak şekilde kareler yapıp fırına koyun

1.5 saat piştikten sonra tepsiyi 180 derece döndürüp krakerler 1.5 saat daha pişirin

fırını kapatıp krakerleri fırında soğumaya bırakın- soğuduktan sonra hava almayan cam kavanozda bir haftaya kadar saklayın-

……bizim krakerlerimizi iki günde bitti 🙂 gelecek sefer tarifi ikiye katlayıp yapacağım!

 

 

 

 

haftanın halloween keyfi…çikolatalı tart

bu yıl cadılar bayramına özel yeni bir tatlı denedik- çok masum olduğunu söylemem maalesef ve içerisinde mevsim meyvesi de yok aslında fakat bu hafta tadına bakan herkes o kadar çok beğendi ki bunlara rağmen tarifini fazla vakit geçmeden paylaşmak istedim.

yapması hiç zor değil ve malzeme listesi çok net; pişmeyen bu tartın hem vegan hem de glütensiz olması ise ayrı bir avantaj.  bir tek unutmayın ki en az 2-3 saat buzdolabında bekleme süresi var, akşam üstü servis yapmayı düşünüyorsanız sabahtan başlamakta fayda var.

biraz süsledikten sonra gayet şık bir ikram oluyor…bize gelen misafirler çok beğendiler. hatta öyle hızlı tükendi ki tam haliyle fotoğraf çekecek vaktim bile olmadı!!

malzeme:

tart hamuru için:

8-9 adet çekirdeksiz hurma

200 gram organik badem içi

30 gram siyah çikolata -eritilmiş

1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

1 tutam deniz tuzu

tart içi için:

8-9 adet çekirdeksiz hurma

1 su bardağı organik hindistan cevizi sütü

2 yemek kaşığı hindistan cevizi kreması

100 gram siyah çikolata

4 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

1 tatlı kaşığı vanilin özü

tarif:

tart hamuru için:

hurmaları yumuşayana kadar, yaklaşık 10 dakika, ılık suda bekletin

hurmaları süzdükten sonra badem içi, çikolata, hindistan cevizi yağı ve deniz tuzuyla birlikte blender’den geçirin

hamur kıvamına gelince ince bir tart kalıbına dökün ve eşit olacak şekilde yayın

en az 10 dakika buzdolabında sertleşmesi için bekletin

tart içi için:

hindistan cevizi sütünü, kremasını ve yağını çikolata ile birlikte eritip karıştırın

yumuşamış hurmaları, vanilin özünü ve çikolata karışımını iyice karışana kadar blender’den geçirin

sertleşmiş hamurunun üzerine döküp spatula ile eşit olacak hale getirin

sertleşmesi için servis saatine kadar, ama en az 2 saat boyunca, buzdolabında bekletin

tartın üzerini çilek, böğürtlen, taze yaban mersini ve ahu dudu gibi meyvelerle süsleyebilir, rende hindistan cevizi veya badem dilimleri serpebilirsiniz

haftanın keyfi…italyan usulü armutlu kek**

küçüklüğümde her yaz istanbul’a geldiğimizde yaz aylarında mevsimde olan minik armutlar yerdik.  sulu sulu olan bu tatlı ufak armutlara bayılırdım…çekirdekleri, sapları, hepsini ısıra ısıra bitirirdim.  o zamanlar ben türkiye’de bir tek bu tarz armutların yetiştiğini zannederdim. hatta amerika’da keyifle yediğim santa maria armutları yok diye bazen düşünüp üzülürdüm.  fakat ne zamanki istanbul’a değişim öğrenci olarak geldim ki son bahar ve kış aylarında bambaşka armut çeşitleri olduğunu da keşif ettim!  santa maria armutlarının yanı sıra bir de deveci armutları varmış…bu armutları daha evvelden hiç görmemiştim ve ilk gördüğümde çok şaşırmıştım!

denedikten sonra ise hızla en çok sevdiğim meyve oldular.  boğaziçi’nde yurtta kalırken birçok öğlen yemeğini eski kaşar peynir, deveci armudu ve simit olarak yemişliğim vardır (o zamanlar glüten alerjim henüz ortaya çıkmamıştı- amerika’da yine hiç olmayan eski kaşar ve simit yiyebilmek benim için çok heyecan vericiydi).

bu hafta pazarda bol bol deveci armudu görünce armutlu bir şeyler yapayım diye yola koyuldum.  birçok yemek kitabı karıştırdım, değişik değişik tariflere baktım.  sonra aklıma birkaç sene evvel italya’da gördüğümüz çok şık bir armutlu kek aklıma geldi.  biraz daha araştırma ve biraz da yaratıcı değişiklik yaptıktan sonra harika bir tarif ortaya çıktı.  böyle bir keki glütensiz olarak ilk defa pişirdim ve beklediğimden çok daha güzel oldu.  siz de bir deneyin, bizim evde herkes çok beğendi 12 saat geçmeden tüm kek bitmişti!

 

malzeme:

½ su bardağı hindistan cevizi yağı

½ su bardağı hindistan cevizi şekeri

2 adet keten tohumu “yumurta” (2 yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu ile 6 yemek kaşığı su karıştırın ve katılaşması için kenara bırakın)

5 yemek kaşığı glütensiz un (ben sinangil’in karabuğday ununu tercih ediyorum)

1 su bardağı öğütülmüş organik badem

½ çay kaşığı hamur kabartma tozu

1 çay kaşığı sıvı vanilin özü

1 çay kaşığı toz tarçın

1 çay kaşığı toz zencefil

3-4 adet karanfil

2 adet soyulmuş ve yarım ay şeklinde doğranmış deveci armudu

2 büyük avuç geniş tarafından dilimlenmiş badem içi

tarif:

fırını 180 dereceye ısıtın

yuvarlak bir kek kalıbını önce hindistan cevizi yağı ile yağlayın, sonra da altına pişirme kâğıdı yerleştirin

hindistan cevizi yağını ve hindistan cevizi şekerini el mikser ile iyice karıştırın

keten tohumu “yumurta”yi da ekleyip kariştirin

glütensiz unu, öğütülmüş bademleri, kabartma tozunu, vanilin özünü ve tüm baharatlari ekleyip kaşik ile iyice kariştirin- hamur yoğun bir kivamda olacaktir

hamuru kek kalibinin içerisine dökün ve eşit olacak şekilde yayin

armutlari yuvarlak bir şekilde hamurun üzerine yerleştirin ve keki firina koyun

yaklaşik 25 dakika pişirdikten sonra firindan çikarip üzerine dilimlenmiş bademleri serpin

7-8 dakika daha pişirin; badem dilimleri hafif kizaracaktir, kekin ortasina kürdan sokup çikarinca temiz çikmali

kekin soğuma telinin üzerinde 10 dakika soğmasini bekleyin ve etrafindaki kalibi çikarin- oda sicakliği veya hafif isitilmiş olarak servis edin

 

**bundan sonra tarifleri glütensiz olarak belirtmeyeceğim çünkü tüm tariflerim glütensiz.  glütensiz un kullanmayı tercih etmez veya evinizde o an bulunmuyorsa birebir olarak tam buğday unu da kullanılabilir.  tabii ki etrafınızda glüten alerjisi olan kişiler yok ise.

 

 

 

 

bu hafta neler okuyoruz…super fly guy

son bir haftadır alegra ile inanılmaz komik bir kitap serisine takıldık! ted arnold’ın yazdığı ve çizdiği fly guy kitaplarının kahramanları 7-8 yaşında buzz adında bir oğlan çocuğu ve onun evcil hayvan olarak beslediği kara sineği, fly guy.

serideki her kitap aynı başlıyor, önce fly guy ve buzz tanıtılıyor.  fly guy bu arada sadece buzz’ın evcil hayvanı değil, aynı zamanda en iyi arkadaşı da sayılır.  bu durumun en önemli parçalarında biri ise de fly guy’in buzz ismini rahatlıkla söyleyebiliyor olması! karakterleri tanıdıktan sonra kitabın macerası başlar.

IMG_4162

super fly guy kitabında fly guy buzz’ın sırt çantasına saklanıp gizli bir şekilde okula gider.  okulda olması zaten uygun değil ama daha da kötüsü fly guy hızla yemekhaneyi keşif edip oradan da ayrılmak istemez! yemekhanede servis yapan teyze ile iyi arkadaş olan fly guy büyük bir neşe ile çocuklarla birlikte yemek yerken mudur tarafından yakalanınca işler karışır.

ama fly guy işte bu noktada süperliğini gösterip tüm işleri en komik ve en eğlenceli bir şekilde yerin koyar! ödül olarak da yemekhanedeki teyze ona şahane bir çöp çorbası yapar 🙂

IMG_4163

 

üç- sekiz yaş arası çocuklar için tavsiye edilen fly guy serisi yeni okuyanlar için çok uygun.  kolay kelimler, rahatlıkla anlaşılan konular ve eğlenceli hikayeleriyle okuyan herkes çok keyif alacaktır.  özellikle yoğun bir günden sonra ebeveynlere bile çok iyi gelecek olan kitapları biz çok tavsiye ederiz.

 

haftanın eğlencesi… misket labirentleri

bu haftanın eğlencesinin ilhamı bize aslında alegra’nın hafta sonu ödevinden geldi…ödevin en son sayfasında ufak bir yazı ile hafta içinde okulda yapılacak bir faaliyet için atık malzeme isteniyordu.  faaliyet nedir acaba diye düşünürken baktık ki bizim de birkaç sene evvel lola’da yaptığımız misket labirentleri yapılacakmış. bir heyecanlandık ki okulda yapılmasını bekleyemedik hemen kendimiz işe koyulalım diye karar verdik.

alegra ile evin çeşitli noktalarında malzemeleri topladık, müzik açtık ve yemek masasında karşılıklı oturup heyecanla çalışmaya başladık.  önce kurşun kalem ile taslak yaptık sonra da malzemelerimizi keyifli bir şekilde yerleştirmeye başladık… işimiz bitince de önce kendi labirentlerimizi denedik sonra da birbirimizinkini yapmaya çalıştık. bir güldük, bir eğlendik ki kendi kendimize şaşırdık! en sıradan geçen sakin bir pazar akşam üstüsü bir anda süper eğlenceli ve neşeli bir vakitte dönüştü! (sonuç olarak bu faaliyet fikrini bulduğumuzda ödev yapıyorduk- sizin evde nasıl oluyor bilemiyorum ama bizde ödev zamanı normalde en keyifli zaman değildir!!)

misket labirentleri yapmak çok kolay ve birçok değişik malzemelerden yapılabilir. ben bizim nasıl yaptığımızı yazacağım ama siz de kendi hayal gücünüzü ve evde bulabildiğiniz malzemeleri, kullanarak eminim ki harika bir şeyler yaratabilirsiniz.  bir tek misket şart, geri kalanı size kalmış!

malzeme:

1 parça karton veya kâğıt tabak

kâğıt veya plastik pipet

bant

misket

kurşun kalem

tarif:

karton veya kâğıt tabağın üzerinde kurşun kalem ile labirentinizin bir taslağını çıkarın

**burada dikkat edilmesi gerek nokta misketin bir çizgiden bir sonrasına geçmesi için pay bırakılmış olması**

taslağınızda emin olduktan sonra pipetleri çizgilerin ölçülerine uygun kesip bantlarla yerlerine yerleştirin

misketiniz kullanarak misketi kenardan düşürmeden kartonun en tepesinde dibine kadar geçirmeye çalışın…iyi eğlenceler!! 🙂

haftanın keyfi…baharatlı ayva tatlısı

bu hafta nereye baksam sanki karşıma ayva çıkıyordu! pazar tezgahlarında, kamyonetlerin arkalarında, akmerkez’de yeni başlayan çarşamba pazarında (tamamen organik ürünler satılan bu harika minik pazarda aynı zamanda glütensiz krepler ve çorbalar da hazırlanıyor; gün boyunca hem çocuklara hem de yetişkinlere uygun mini-atölyeler yapılıyor).  tabii bu kadar ayva görünce; bir de salı akşamı muhteşem bir geleneksel ayva tatlısı da yiyince hemen bu hafta acaba ayva ile neler yapabilirim diye biraz araştırmaya başladım.

ayva nedense amerika’da pek kullanılmayan ve bilinmeyen bir meyve olduğu için çocukluğumda ben pek tatmamıştım; aslında hiç yediğimi hatırlamıyorum bile!  istanbul’a taşınınca ve değişik mevsimlerde lokantalara gitmeye başlayınca ilk defa başkası yiyorken gördüm ve ne olduğunu çok merak ettim.  üzerinde kocaman bir parça kaymak ile denedim ve çok beğendim…hatta o kadar çok ‘benim’ tatlım oldu ki artık ne zaman balıkçıya gitsek çok fazla yemek yenmiş olsa bile kızlar ve erim benim ayva tatlısını denemeden kalkmayacağımı biliyorlar!

bu haftanın keyfi olan ayva tatlısı aslında bildiğimiz geleneksel ayva tatlısını çok andırıyor.  birkaç ufak değişiklik yaptım, en önemlisi normal beyaz şeker yerine hindistan cevizi şekeri kullanarak hem daha az şekerli hem de biraz daha sağlıklı bir tat yarattım.  bir de kaymak yerine evde tatlı kaju kreması yaptım; böylece doğal olarak glütensiz bir tarifi aynı zamanda süt ürünü de içermeyen bir hale geldi.  biraz da baharatları artırınca modernleşmiş bir ayva tatlısı ortaya çıktı diyebilirim.

hazırlaması oldukça kolay ama pişirme süresi biraz uzun; sonuç çok lezzetli ve çok şık oldu. son bahar ve kış aylarında özellikle bir akşam yemeğine misafiriniz olacak ise süper bir kapanış olabilir!  şimdiden afiyet olsun 🙂

IMG_4111IMG_4114IMG_4147IMG_4159

ayva tatlısı için:

malzeme:

½ limonun suyu

1 portakalın kabuğu

3 adet ortadan bölünmüş ve çekirdekleri alınmış ayva

4-5 adet kırılmış kakule tohumu

10-15 adet bütün karanfil

2 adet çubuk tarçın

1 adet vanilin çubuğu

1 su bardağından biraz az hindistan cevizi şekeri

2 su bardağı su

tarif:

fırını 180 dereceye ısıtın

hazırladığınız ayvaları çok sığ olmayan bir fırın kabına yerleştirin

tencerede limon suyunu, portakal kabuğunu, hindistan cevizi şekerini, suyu ve tüm baharatları karıştırın

kaynadıktan sonra 10 dakika kısık ateşte pişirin

baharatlı şurubu ayvaların üzerine döküp hepsini fırına koyun

aralıklarla şurubu ayvaların üzerinde gezdirerek 1 saat ayvaları pişirin

ayvaları ters çevirip 30 dakika daha pişirin

son bir kez çevirip ayvalar yumuşayıp kızarmaya başlayana kadar yaklaşık 45 dakika daha pişirin

biraz soğuduktan sonra kaju kremasıyla servis yapın

kaju kreması için:

malzeme:

1 su bardağı çığ kaju (akşamdan veya en az 2 saat öncesinde sıcak suda bekletip süzün)

80 mg hindistan cevizi kreması (ben güzel gıda’dan aldım, çok güzeldi)

1 yemek kaşığı organik bal**

½ çay kaşığı vanilin şurubu

tarif:

tüm malzemeleri küvetli bir robot veya blenderden geçirin

kajular tamamen kremamsı bil hale gelmeli

servisten evvel en az 15 dakika buz dolabında kremanın soğuması için bekletin

**vegan krema yapmak isteyenler bal yerine agave veya akçağacı şurubu kullanmayı tercih edebilirler**

 

 

haftanın eğlencesi…son bahar yapraklarından duvar süsü

son baharı bizim evdeki herkes çok sever… genelden çok yoğun bir yaz döneminden çıkmış oluyoruz, okulun ilk başlangıç günlerindeki hareketlilik ve heyecan (ve stres!) yavaş yavaş azalmaya başlamış oluyor ve günlerin kısalmasıyla ailece evde biraz daha çok sakin vakit geçirmeye fırsatımız oluyor.  son bahar akşamlarında hava müsait olduğunda üzerimize kalın hırkalar giyip bahçede çay içmeyi veya çok esmiyor ise boğazın kenarında yürüyerek dondurma almaya gitmeyi özellikle çok severiz.  dışarıda geçen bu saatlerde tabii havanın serinliğinin yanı sıra en çok göze çarpan son bahar değişikliği ağaçlardaki yaprakların yavaş yavaş dökülmeye başlamaları.  yıllardır bu yaprakları kullanarak çocuklarla birçok değişik faaliyet yapmışlığımız vardır ama bu sene yepyeni bir faaliyet keşif ettik. geçen pazar akşam üstü ödevler tamamlanmıştı, henüz akşam yemeğini pişirme saati gelmemişti, erim maç izlemeye gitmişti ve müzik eşliğinde kızlarla birlikte masaya oturup hep birlikte harika bir duvar süsü yarattık.

boyama kısmı her yaşa uygun fakat son hazırlama aşamasında bir büyüğe ihtiyaç olabilir, özellikle ince teller ve makaslar da işin için girdiği için dört yaş altındaki çocuklar. ebeveynlerinde veya büyük kardeşlerinde yardım isteyebilirler.

malzeme:

istediğiniz miktarda değişik büyüklükte ve şekillerde ağaçlardan dökülmüş yapraklar

guaj boyalar

değişik boyutlarda fırçalar, süngerler ve pıtpıtlı kâğıt parçaları

bir adet orta boy kuru dal

ince boncuk teli

makas

ıslak mendil

 

tarif:

topladığınız kuru yapraklar düz olmaları için en az bir gece önceden gazete sayfalarının arasına yerleştirin ve üzerine ağır bir kitap koyun

düzleştikten sonra guaj boyalar ve fırçalar ile yaprakların üzerine istediğiniz desenleri yapın

süngerler ve pıtpıtla kağıtları da fırça niyetine kullanabilirsiniz

**fırçaları silmek için ıslak mendil kullanmanızı tavsiye ederim hem boyalar daha kolay siliniyor hem de çok daha az pislik oluyor**

tüm yapraklar boyandıktan sonra birkaç saat boyaların kurumalarını bekleyin

ince telleri yaprakların saplarına dolayarak sonra da dalın çeşitli noktalarında dolayıp sarkıtın

tüm yaprakları astıktan sonra dalı evinizdeki müsait bir duvara (veya pencereye) yerleştirin ve son baharın en güzel renklerini evinizde yaşamanın tadını çıkarın 🙂

 

haftanın keyfi…glütensiz elmalı ıslak kek

bu haftanın keyfi tek kelimeyle şahane oldu! tam elma mevsimi olduğu için hafta başlamadan bile mutlaka bu sefer elmalı bir şeyler denemeyi kafaya koymuştum; pazara gidip de tezgahların elmalarla dolup taştığını görünce de iyice heyecanlandım!

geçen hafta yaptığım incir karelerine nazaran bu keki yapmak oldukça daha kolay. pişirme süresi de kısa ve inanın yemesi de çok keyifli.  pişirdiğim gün kızlarla okul sonrası çay ve sıcak çikolata ile yedik, akşam erim arkadaşlarıyla kâğıt oynadıktan sonra ayak üstü bir parça yedi, sonraki gün ise ofisteki arkadaşlarıma sürpriz olsun diye getirdim ve onlar da bayıldılar.  her tadına bakan tarifi istiyor- bu da herhalde hayırlı bir işaret 🙂 elma sezonu bitmeden siz de deneyin, eminim ki memnun kalacaksınız!

malzeme:

1 su bardağı organik badem unu

1 su bardağı glütensiz un (ben sinangil’in karabuğday ununu kullanıyorum)

1 tutam deniz tuzu

2 çay kaşığı tarçın

½ çay kaşığı karbonat

4 yemek kaşığı eritilmiş hindistan cevizi yağı

½ su bardağı hindistan cevizi şekeri

2 organik yumurta

1 çay kaşığı vanilya şurubu

1.5 su bardağı taze elma püresi (ben elmaları ufak ufak kesip bir iki dakikalık vitamix blenderden geçirdim ve yeterli oldu)

1 su bardağı ufak kesilmiş amerikan cevizleri (normal ceviz de olabilir)

1 yemek kaşığı hindistan cevizi şekeri

2 çay kaşığı tarçın

2 yemek kaşığı hindistan cevizi rendesi

 

tarif:

fırını 180 dereceye ısıt ve yuvarlak bir kek kalıbını yağlayın

orta boy bir kapta badem unu, glütensiz unu, deniz tuzu, tarçını ve karbonatı karıştırın

ayrı bir kapta hindistan cevizi yağını ve Hindistan cevizi şekerini iyice karıştırın

ıslak karışıma yumurtaları ve vanilya şurubunu ekleyip karıştırın

son olarak elma püresini de iyice karıştırın

ıslak malzemeleri kuru malzemelerin içine döküp tamamen karışana kadar karıştırın

ufak bir kapta cevizleri, 1 yemek kaşığı hindistan cevizi şekerini ve tarçını karıştırın ve keki fırına koymadan hamurun üzerine serpin

25-30 dakika fırında pişirin, kekin ortasına kürdan batırınca temiz çıkmalı

soğuma teli üzerinde en az 10 dakika soğumasını bekleyin sonra kek kalıbından çıkarın

servis yapmadan önce kalan hindistan cevizi rendesini üzerine serpin

**bu tarifi hazırlarken joy food sunshine ve the pretty bee yemek bloglarındaki elmalı kek tariflerden esinlendim**

 

 

 

bu hafta neler okuyoruz…chris colfer’un “the land of stories” serisi

the land of stories kitap serisi gerçekten harika bir seri!  yıllar evvel alara büyük bir heyecanla bütün seriyi okuyup bitirmişti, kitapları vereyim mi yoksa alegra’ya tutayım mı diye sorduğumda mutlaka tutmamı ve hatta en kısa zamanda da alegra’ya okumaya başlamamı söyledi.

bu arada alegra’nın biraz büyümesini beklerken asya rafta kitapları keşif edip okumaya başladı.  o sene sekizinci sınıftaydı ve teog hazırlıkları bayağı yoğun geçiyordu.  macera dolu olan bu kitaplar bence onun ruhuna çok iyi geldi- fazla yormadan kafa dağıtabiliyordu, okumaya vakit kalmayınca da bıraktığı yerden rahat rahat devam edebiliyordu.

alegra tabii ablalarının elinden düşmeyen bu kitapları çok çok merak ediyordu! herhalde birçok evde aynı durum yaşanıyordu ki tam bu sıralarda chris colfer the land of stories’den esinlenen bir çocuk kitabı serisi daha hazırladı.  the land of stories’de yer alan değişik kısa hikayeleri tatlı bir dilde ve keyifli çizimlerle canlandıran bu kitaplar tam alegra’ya göreydi.  alara bile yeni resimli kitaplarını görünce o kadar heyecanlandı ki hemen eline alıp “bu akşam alegra’ya yatmadan ben kitap okuyacağım” dedi!

IMG_3842

bu yıl eylül’de istanbul’a dönünce artık esas seriye başlamanın zamanı geldiğine karar verdik. son iki haftadır alegra ile birer birer bölüm okuyarak ilk kitabın neredeyse ortasına geldik.

kitabın konusu çok ilginç, ikiz kardeşler babaannelerinin verdiği bir masal kitabının içine düşüp kendilerini bir başka bir dünyada bulurlar! bulundukları yeni dünya ise hepimizin çocukluktan beri bildiği ve sevdiği peri masalları dünyası…uyuyan güzelin şatosu, rapunzel’in yaşadığı yüksek kule, pamuk prenses ve yedi cücelerin ormanı…çocuklar hepsinin tam ortasına düştüklerini keşif edince şaşırıp kalırlar!

her ne kadar bu yeni dünyayı keşif etmek isteseler de bir yandan da bir an evvel kendi dünyalarına dönmek isterler.  buldukları bir günlük sayesinde bu dönüş için kullanılabilecek bir sihir olduğunu öğrenirler.  fakat sihri gerçekleştirmek için yeni dünyanın değişik noktalarından değişik objeler toplamaları gerekir ve bu efor bayağı bir hazine avına dönüşür! İşte biz alegra ile tam bu hazine avının ortasındayız…rapunzel’in kulesini ziyaret ettik, kırmızı başlıklı kız ile karşılaştık ve en son pamuk prensisin kötü kalpli üvey annesinin nerelerde olduğunu öğrendik.

okuması o kadar keyifli ki ben bile her akşam üstü acaba bu akşam neler olacak diye düşünüyorum, akşam evde olamayacaksam da önceden bir vakit ayırıp alegra ile oturup o akşamın bölümünü erkenden keşif etmeye çalışıyorum 🙂

resimli kitapları rahat rahat 3 yaş üzeri çocuklara okunabilir, uzun kitaplar ise 7-8 yaş üzeri olan çocuklar için gayet uygun… biz kitaplarımızı bir amerika ziyaretimizde almıştık, fakat amazon’dan veya book depository’den da sipariş edilebilir.

haftanın keyfi…incir kareleri

çocukluğumda en çok sevdiğim tatlılardan biri fig newton diye bir kek/kurabiye karışımı olan bir tatlıydı.  dışı yumuşak ve bol tereyağlı bir kekle kaplı, içi ise incir püresiyle doluydu.  hem yoğun bir tat hem de bayağı doyurucuydu. o zamanlar ilk okula giderken öğlen yemeğimizi biz kendimiz götürürdük, annem ara sıra bir iki tane beslenme kutuma koyduğu günler hep daha güzel geçerdi 🙂

bu hafta pazarda bahçe incir bulunca incirden ne yapalım diye düşünürken bir an ilk okul günlerim aklıma geldi.  incir kısmını yapmak kolay oldu doğrusu, fakat karelerin altına tam nasıl birşey yapmak istediğime karar vermek biraz vakit aldı.  kekimsi kurabiyeler yerine yulaflı ve chia tohumlu vegan bir baz oluşturup incir karışımını bunun üzerine serdim.  pişirme süresini de ayarlamak pek kolay olmadı ama son deneme şahane oldu!  baştan sona yapması sadece 45 dakika sürdü, ortaya çıkan incir kareleri çay saatinde kızlarla yedik, ben sonraki gün sabah kahvaltısında tekrar yedim…ekstra bir keyif oldu.

malzeme:

incir karışımı için:

4-5 adet taze incir

1 adet ufak muz

2 yemek kaşığı akçaağacı şurubu (agave şurubu veya bal da kullanılabilir)

2 çay kaşığı tarçın

1 tutam deniz tuzu

yulaflı karışım için:

1 vegan yumurta (1 yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumunu 3 yemek kaşığı su ile karıştırıp katılaşması için kenara bırakın)

250 gram glütensiz yulaf ezmesi

100 gram organik badem

2 yemek kaşığı hindistan cevizi rendesi

1 tutam deniz tuzu

10-12 adet kuru kayısı

4 yemek kaşığı eritilmiş hindistan cevizi yağı

 

tarif:

fırını 180 dereceye ısıtıp ufak boy dikdörtgen borcama pişirme kâğıdı serin

yulaf ezmesini, bademleri, hindistan cevizi rendesini ve deniz tuzunu küvetli bir blenderdan geçirin*

kuru kayısıları, hindistan cevizi yağını ve vegan yumurtanızı da ekleyip tekrar geçirin- hafif ıslak bir kıvama gelmesini bekleyin, gerekirse biraz daha hindistan cevizi yağı ekleyebilirsiniz

yulaflı karışımı borcamın içine döküp eşit olacak bir şekilde yayın ve 10 dakika pişirin

hafif soğuduktan sonra incirli karışımı yulaflı bazın üzerine dökün ve eşit bir şekilde yayın

yaklaşık 25 dakika pişirin, üsteki incirli karışım hafif sertleşmeye başlayacaktır

kullandığınız borcamın genişliği ve incirli karışımın kalınlığına göre biraz daha az veya daha fazla pişirmeniz gerekebilir- ben en son 5 dakika fırının üstten pişirmesini açıp o şekilde pişirdim

karelerin üzerine taze incir dilimleri yerleştirebilir, hindistan cevizi rendesi serpebilirsiniz… ılık ya da oda sıcaklığında servis edebilirsiniz.

 

 

**ben mutfak robotu yerine blender kullanmayı tercih ediyorum, ama tabii robot da kullanılabilir.  kendime 40 yaş doğum günü hediyesi olarak harika bir vitamix blender aldım. kullanması çok kolay, süper küvetli ve temizlemesi de gayet rahat. yeni bir blender ihtiyacınız varsa çok tavsiye ederim.