haftanın keyfi… böğürtlenli vegan mini-kekler

yıllardır her hafta sonu pazar sabahı oturup önümüzdeki haftanın menusunu yazarım; hepimiz için büyük kolaylık oluyor. akşama ne yemek yapsak derdi bitiyor, sabah koşturması azalıyor ve haftalık yemek alışveriş faslı gerçekten çok daha pratik oluyor.

bu hafta sonu alegra ile birlikte menüyü hazırlayalım dedik…kendisi gayet bilinçli bir şekilde hemen okulun menusunu internetten buldu, bizim akşam yemeklerimizi de oradaki öğlen yemeklerine uygun bir şekilde seçmeye başladı; çok hoşuma gitti.  ama kahvaltı konusuna gelince biraz tıkandık. normal rotasyonumuz- kızarmış ekmek, çırpılmış yumurta, omlet… belli ki bunlardan biraz sıkılmış artık.  başka neler yapabiliriz diye araştırırken bir kitapta kahvaltılık mini-kekler bulduk onları deneyelim dedik.

ilk denememiz hiç tutmadı! glütensiz olsun ama vegan olmasın dedik ve nedense tarifi hiç beceremedik.  kekler fazla yumuşak oldular ve lezzetli olmalarına rağmen pek bir albenileri yoktu.  dun akşam tekrar denedik ve bu sefer çok daha güzel bir sonuç aldık.  yumurtayı çıkarın ‘vegan yumurta’ kullandık- belki bunun etkisi olmuştur- ama neticede kızlar bu sabah gayet lezzetli, doyurucu ve sağlıklı bir kahvaltı yapıp çıktılar kapıdan…yani herkes memnun 🙂

malzeme:

1.5 su bardağı karabuğday unu

4 yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu

3 yemek kaşığı chia tohumu

5 yemek sıcak su

1 su bardağı organik badem sütü

2 yemek kaşığı rendelenmiş hindistan cevizi

4 yemek kaşığı eritilmiş hindistan cevizi yağı

2 yemek kaşığı esmer şeker (şeker yerine akçaağacı şurubu da kullanabilirsiniz)

1 çay kaşığı karbonat

1 çay kaşığı hamur kabartma tozu

½ çay kaşığı tuz

1 su bardağı dönmüş böğürtlen

tarif:

fırını 180 dereceye ısıtın ve mini-kek (cupcake) tepsisine kek kalıp kağıtları yerleştirin

ufak bir kapta chia tohumunu sıcak su ile karıştırıp kenara bırakın

büyük bir kapta tüm kuru malzemeleri karıştırın

badem sütünü ve hindistan cevizi yağını ekleyip karıştırın

chia-su karışımını kuru malzemelere ekleyip tekrar karıştırın

son olarak böğürtlenleri de ekleyip karıştırın

hamuru bölerek kek kalıplarına yerleştirin ve fırına koyun

yaklaşık 30 dakika pişirin

mini-kekler piştikten sonra tepsiden çıkarıp soğuma teline yerleştirin ve 10 dakika tamamen soğumalarını bekleyin

ılık veya oda sıcaklığında servis edin, hava almayacak şekilde 5 gün boyunca tazeliğini korur

 

 

 

 

 

haftanın keyfi…muzlu enerji keki         

bu hafta ilk defa muzlu bir şey yapmaya karar verdim.  her ne kadar süper sağlıklı bir meyve olsa da ve kızlara da bebekliklerinden beri neredeyse her gün yedirsem de ben maalesef bir türlü muzu pek sevemedim!

fakat nereden geldiyse aklıma bu haftanın keyfini planlarken ilk evlendiğim zamanlar sık sık pişirdiğim banana bread aklıma geldi.  bol muzlu, bol şekerli ve bol tereyağlı olan bu tarifi alıp glütensiz, şekersiz ve enerji dolu bir hale çevirdim.  ortaya çıkan yeni muzlu keki ben çok beğendim.  sabah spor öncesi ufak bir kahvaltı olarak da yedim ve hem güzel enerji verdi hem de spor boyunca karnımı tok tuttu… spordaki hocalara da ikram ettim, onlar da hem tadına hem de chia, keten ve fıstık ezmesiyle dolu olmasına bayıldılar!

muzlu enerji kekini hazırlamak çok kolay; tüm malzemeleri bir tek kabın içinde hızlıca karıştırmak yetiği için de keki fırına koyduktan sonra temizlik ve toparlanma işleri de hemen bitiyor!

malzeme:

4 adet olgun anamur muzu

3 adet organik yumurta

3 dolu yemek kaşığı yer fıstığı ezmesi (badem ezmesi de kullanılabilir)

2 yemek kaşığı eritilmiş hindistan cevizi yağı

1 su bardağı hindistan cevizi unu

1 yemek kaşığı chia tohumu

3 yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu

2 çay kaşığı hamur kabartma tozu

2 çay kasığı toz tarçın

1 tutam deniz tuzu

arzuya göre 1 avuç ceviz veya siyah çikolata parçacıkları da ekleyebilirsiniz

tarif:

fırını 180 dereceye ısıtın

uzun ince bir ekmek kalıbının içerisine yağlı pişirme kâğıdı döşeyin

büyük bir kabın içerisinde ilk olarak muzları iyice ezin

geri kalan malzemeleri teker teker ekleyip hamur kıvamına gelene kadar iyice karıştırın

muzların olgun olması çok önemli; eğer hamur biraz sert olursa bir adet daha yumurta ekleyebilirsiniz

hamur hazır olunca ekmek kalıbına döküp spatula ile eşit olacak şekilde yayın ve fırına yerleştirin

kekin ortasına kurdan sokunca temiz çıkana kadar- yaklaşık 45-50 dakika-pişirin

fırından çıkardıktan sonra kalıbının içerisinde en az 10 dakika soğumasını bekleyin

ılık veya oda sıcaklığında servis edin

hava almayacak şekilde saklama kabında 5 güne kadar tazeliğini korur

 

haftanın keyfi…kuru yaban mersinli muffinler

bu hafta alegra ile kısa bir kayak tatiline çıkmaya karar verdik.

pazar sabahı erkenden kalkıp yolla çıkıp kartalkaya’ya gittik. şansımıza ocak başında beri olan en iyi havaya denk geldik ve iki yıldır kayak kaymıyor olmanın acısını çıkarabildik.

seyahatimizden bir akşam önce yolda neler yeriz kahvaltı için diye düşünürken aklıma çocukken annemin hep bize yaptığı sabah muffinleri geldi- sağlıklı, doyurucu, lezzetli-fırından çıkar çıkmaz alara bir tane yedi ve bayıldı (en zor müşterim olduğu için onun beğenmesi her zaman çok önemli!)

muffinleri yapmak hiç beklemediğim kadar kolay oldu. Tariften de tam 12 adet çıktı; sabah alegra ve erim’le yarısını yanımıza aldık, geri kalanını ise asya ve alara’nın sabah kahvaltısı olarak evde bıraktık…herkes keyifle tadını çıkarmış oldu ☺️

malzeme:

1.5 su bardağı glütensiz un (yeni bir organik un bulduk ve ilk defa bu hafta denedik; harika çıktı!)

1.5 su bardağı organik badem unu

½ su bardağı esmer şeker

3 yemek kaşığı chia tohumu

3 yemek kaşığı keten tohumu

1 çay kaşığı karbonat

2 çay kaşığı hamur kabartma tozu

½ çay kaşığı tuz

2 çay kaşığı toz tarçın

2 çay kaşığı toz zencefil

1 su bardağı taze badem sütü (fındık veya kaju de olabilir)

3 yemek kaşığı eritilmiş hindistan cevizi yağı

½ su bardağı kuru kayısı püresi (kayısılı önceden sıcak suda bekletin sonra da püre haline geline kadar kuvvetli bir robottan geçirin)

1.5 su bardağı kuru yaban mersini (ben cranberry kullandım ama blueberry de gayet iyi olur)

tarif:

fırını 200 dereceye ısıtıp muffin kalıbına muffin kağıtları döşeyin

glütensiz unu, badem ununu, esmer şekeri, chia ve keten tohumlarını, karbonat, kabartma tozu, tuzu ve baharatları büyük bir kapta karıştırın

badem sütünü, hindistan ceviz yağını ve kayısı püresini ufak bir kapta iyice karıştırın

ıslak malzemeler iyice karıştıktan sonra kuru malzemelere ekleyip tüm karışımı hamur kıvamına gelene kadar karıştırın

son olarak kuru yaban mersinleri de ekleyip karıştırın

hazırlamış olduğunuz hamuru muffin kalıplarına eşit olacak şekilde dağıtın ve fırına koyun

fırının ısısını 180 dereceye indirip içlerine kurdan batırdığınızda temiz çıkana kadar -yaklaşık 20 dakika-pişirin

piştikten sonra fırından çıkarıp soğuma telinde soğumaya bırakın- oda sıcaklığında veya ılık olarak servis edebilirsiniz; yanına biraz badem ezmesi veya reçel ile yemeği de tavsiye ederim

**bu tarif tamamen glütensiz olduğu gibi aynı zamanda da veganlara da uygundur**

haftanın keyfi…balkabaklı enerji barları

bu haftanın keyfini yaparken işler biraz karıştı!  ilk etapta en çok sevdiğim kış meyvelerinden biri olduğu için ve henüz yeterince haftanın keyfinde kullanmadığımı düşündüğüm için balkabaklı bir şey yapmak istediğime karar verdim.  fakat balkabaklı haşlayıp püreyi hazırlarken bir anda fark ettim ki bir ilk balkabaklı haftanın keyfim değil…bu yazıyla birlikte üç kere balkabağı kullanmışım!

ikinci yaşadığım aksilik yine malzeme konusunda oldu…tüm malzemeleri bir araya getirip malzeme fotoğrafını çektikten sonra ve malzemeleri karıştırdıktan sona akçaağacı şurubunu kullanmamaya karar verdim.  yılbaşından sonra tükettiğimiz şekeri azaltmaya gayret etmiştim.  tabii bu tatil döneminde biraz zor oldu ama artık okul başladı, düzen başladı derkken yine bu hedefe dönmek istiyorum.  bu nedenle fotoğrafta yer alan akçaağacı şurup malzeme listesinde ve tarifte yok! (ama tabii siz barların biraz daha tatlı olmalarını isterseniz 2 yemek kaşığı ekleyebilirsiniz).

son yaşadığım aksilik ise şu- tarifi hazırlarken ben aslında pişmeden hazırlanan enerji topları yapmaya karar vermiştim! ama ne zamanki malzemeleri toparladım ve karıştırdım baktım ki bu tariften öyle top çıkarmak hiçbir şekilde mümkün olmayacak.  böylece enerji toplarım oldular pişerek hazırlanan enerji barları 🙂

malzeme:

1.5 su bardağı glütensiz yulaf ezmesi

6-7 adet çekirdeksiz kuru hurma

1 su bardağı balkabağı püresi

3 yemek kaşığı hafif kızartılmış ceviz içi

3 yemek kaşığı chia tohumu

2 yemek kaşığı keten tohumu

3 çay kaşığı toz tarçın

3 çay kaşığı toz zencefil

2 çay kaşığı karanfil

1 tutam deniz tuzu

tarif:

fırını 180 dereceye ısıtıp ufak bir dikdörtgen şeklinde olan bir borcama pişirme kâğıdı yerleştirin

yumuşamaları için hurmaların 10 dakika sıcak suda bekletin

yumuşadıktan sonra balkabağı püresiyle birlikte robot veya kuvvetli bir blenderde püre haline getirin

kalan malzemeleri yavaş yavaş ekleyip iyice karışana kadar blenderde karıştırmaya devam edin

karışımı hamur kıvamına geldikten sonra borcama eşit olacak şekilde yerleştirin

15 dakika piştikten sonra soğuma teli üzerinde soğuması için bekleyin ve sonra ufak kareler halinde kesin

hava almayan cam saklama kabında 1 haftaya kadar saklayabilirsiniz (bizim evde bir gün bile dayanmadı barlar…hem çay saatinde hem de sabah kahvaltısın keyifle tükettik!)

haftanın keyfi…ev yapımı kara lahana cipsi

2018’in son günleri oldukça hareketli geçti…bu hareketliliğini içerisinde tabii ki ne ben ne de çocuklar her daim sağlıklı yiyeceklerle karşılaşmadık.  yine evde olduğumuz ve misafir gelmediği günler, ellimizden geldiği kadar mevsim sebzelerinden dengeli yemek pişirip yemeye çalıştık ama doğrusu birçok öğlen ve akşam kendimizi dışarlarda bulduk.  bu zamanların tadını çıkarmanın da çok önemli olduğuna inandığım için kendime ve kızlara keyif yapma izini verdim- pizza, patates kızartması, tatlı…hepsini afiyetle yedik!  ama 2019’a girerken kendime söz verdim ki sömestr tatiline kadar dışarıda yediklerimizi azaltıp evde de normal sağlıklı düzenimize dönmeye özen göstereceğim.

bu sağlık yolculuğunda ilk adımım tükettiğimiz şekeri iyice azaltmak oldu.  çikolata, dondurma, tatlı yerine evde bol miktarda taze mevsim meyveleri, kuru meyveler ve yemişler ve güzel organik ballar aldım.  yemek sonrası dondurma yerine kızlara biraz muz, yanına yoğurt üzerine bal hazırlıyorum; elma kesip üzerine tarçın serpiyorum, kendime ufak bir kâse kuru meyve ve organik badem hazırlıyorum; geçen akşam üstü daha yemek saatine vakit varken acıktık biraz patlamış mısır yaptık atıştırmalık olarak…bunların sayesinde hem tükettiğimiz şeker miktarı iyice azaldı, hem de sağlıklı bir şekilde karnımızı ve ruhumuzu doyurduk.

bu hafta değişik bir atıştırmalık hazırlamak istedim ve tam mevsimde olan kara lahana aldım.  kara lahana yemeğini açıkçası kızlar pek sevmezler.  görüntüde ıspanağa benzese de tadı biraz farklı ve yemeğe bir türlü alışamadılar.  ama geçtiğimiz yaz amerika’da kara lahanadan yapılmış cips denedik ve onu nitekim daha çok sevdiler (ben şahsen bayıldım ve rahatlıkla bir bütün kâse dolusunu kendi başıma yiyebilirim!).  yapması çok kolay ve hızlıca hazır oluyor; görüntü de çok şık sadece ev halkına değil aperatif olarak misafire sunmak için de çok güzel bir opsiyon 🙂

malzeme:

1 demet temizlenmiş ve sapları ayıklanmış kara lahana

1-2 yemek kaşığı zeytinyağı

deniz tuzu

karabiber

baharatlar- istediğiniz her türlü baharatı kullanabilirsiniz- özellikle köri ve zerdeçal çok yakışıyor

isteğe göre 1 büyük avuç rendelenmiş parmezan peyniri

img_6067

tarif:

fırını 200 dereceye ısıtın ve fırın tepsisine yağlı kâğıt serin

büyük bir kâsede kara lahana yapraklarını zeytinyağı ile karıştırın

kara lahana yapraklarını ikiye veya üçe bölerek tek kat olacak şekilde tepsiye dizin

yaprakların üzerine tuz, karabiber ve arzu ettiğiniz baharatları veya peyniri serpin

cips kıvamına gelene kadar fırında pişirin- yaklaşık 10-15 dakika yeterli olacaktır

cipsler soğuduktan sonra hava almayacak şekilde 3 güne kadar tazeliğini korur

 

 

 

haftanın keyfi…vegan muzlu yulaflı pancakeler

bizim evde artık noel ve yılbaşı heyecanı ve hareketliliği tamamen başlamış vaziyette! hemen hemen her gün sezon ile ilgili bir buluşmamız ya da yemeğimiz var.  şansımıza birçok yakınımızın doğum günü de bu aya denk geliyor; sene sonu kutlamalarının üzerine bir de doğum günü kutlamaları da gelince neredeyse tüm ay bir neşe ve heyecan içerisinde geçmiş olduğu!

tabii bu koşturma içerisindeyken uzun uzun yemekler pişirmek pek mümkün olmuyor.  ona bakarsanız herhangi bir şeyi uzun uzun yapmak pek mümkün olmadı bu ay! ödevler hızlıca yapılıyor, piyano antrenmanları çabucak bitiyor, hafta sonu film saatlerimiz bu ay için askıya alındı, hatta normalde hiç şaşmayan akşam yemeklerimizi bile tutturmak gitgide zorlaşmaya başlıyor.  ama bu yoğun dönemde tabii ki çok kısa bir zaman sonra biteceğini bildiğimiz için hepimiz bu ayın tadını çıkarmaya da çalışıyoruz!

geçen gün yine bir aile toplantısına gitmeye hazırlanırken hepimiz biraz acıktığımızı fark ettik.  akşama bizi güzel bir yemek beklediği için ufak bir atıştırmalıkla geçinmeye çalışalım dedik ve aklımıza bu muzlu pancakeler geldi.  asya bu tarifin benzerini mindful eating ve nutrition konusunda bize destek veren harika bir yeni dostumuz olan raysa’dan almıştı; yazın asya ile birlikte pişirmiştik, bu sefer ise alegra ile birlikte yapayım diye düşündüm.  alegra bu aralar yemek pişirmeye çok meraklı.  bu tarif ise o kadar net ver basit ki alegra neredeyse her adımını kendi kendine yapabildi (ben bir tek ocak kısmında biraz destek oldum- pancakerleri tavadan çevirmek biraz yardım istiyor).

bu tarifi tamamen vegan olacak şekilde yapmaya karar verdik, fakat arzu ederseniz çikolata parçaları da pancakelere eklenebilir. toz tarçın veya hindistan cevizi rendesi de bence çok şık bir ek olabilir.

malzeme:

2 adet olgun yerli muz

½ su bardağı organik glütensiz yulaf ezmesi

2 adet vegan yumurta (tarif için buraya tıklayabilirsiniz)

½ yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

tarif:

ufak bir kâsede vegan yumurtanızı hazırlayın

orta boy bir kâsede muzu çatal ile ezin

yulaf ezmesini ve vegan yumurtanızı ekleyin

tüm malzemeleri iyice karışana kadar karıştırın

orta boy bir tavada hindistan cevizi yağını eritin ve hamuru birer yemek kaşığı büyüklüğünde sıcak tavaya yerleştirin

birkaç dakika piştikten sonra spatula yardımıyla pancakeleri çevirin ve ters tarafının pişmesi için 3-4 dakika daha bekleyin

her iki taraf altın rengi olup hafif kızarınca pancakeleri ocaktan alıp biraz soğumalarını bekleyin

ılık veya oda sıcaklığında olarak yanında akçaağacı şurup veya badem ezmesiyle servis edin

**asya’nın katıldığı mindful eating dersleriyle ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz rays’up nutrition’ı ziyaret edebilirsiniz**

 

haftanın keyfi…fırınlanmış greyfurt ve ev yapımı müesli

noel zamanı yaklaştıkça hep amerikalı dedemin bize her yıl hediye ettiği greyfurt ve portakallar aklıma gelir.  noel’den bir iki hafta önce kargo ile gelen koliler içlerindeki meyveler tükenene kadar evimizin kapalı garajında dururlardı.  garajda ısıtma olmadığı için doğal bir buzdolabı işini görürdü.  her akşam yemekten sonra babam da benden rica ederdi, ‘hadi birkaç portakal getir, soyayım’ derdi.  sabahları ise kardeşimle ben henüz uyanmadan annem ikimize de birer greyfurt hazırlamış olurdu.

türkiye’de hiç görmedim ama bizim evde hem greyfurt bıçağı vardı, kenarları hafif yuvarlanmış ve iki tarafı tırtıklı, greyfurtu ikiye bölersiniz sonra da bıçağı kenarından geçirip meyvenin etini kabuğundan ayırırsınız.  ayrıca yine burada hiç karşılaşmadığım greyfurt kaşıklarımız vardı, ucu biraz sivri, gövdesinde kabarık çizgileri var.  (sivri ucunun mantığını anlıyorum ama açıkçası kabarıklıkları henüz anlayabilmiş değilim) greyfurtlarımıza azıcık şeker ve bazen tarçın serpip kahvaltımıza c vitamini deposuyla başlardık.

kışın bizim evde bu gelenekler az da olsa devam ediyor.  kızlar maalesef greyfurt yemeğe pek alışamadılar ama biz yine de büyük kutular dolusu portakal ve greyfurt sipariş etmeye devam ediyoruz.  her sabah kahvaltı için portakal suyu sıkıyoruz, beslenme kutularına soyulmuş portakal ilave ediyoruz ve ben de sabahları vaktim oldukça mutlaka greyfurt yemeye çalışıyorum.

bu hafta greyfurtuma biraz bir hava katmaya karar verdim J her zamanki gibi greyfurtumu hazırladım, fakat sonrasında sıcak fırında güzel güzel pişirdim.  bir önceki gün ise yine kış tatlarına uygun olan kuru yaban mersini (cranberry), amerikan cevizi (pekan), ve akçaağacı şurubu ile kendime biraz müesli hazırlamıştım.  bunu sıcak greyfurtun üzerine serpip yanına güzel bir kahve yapıp yağmurlu bir sabahta sağlıklı, doyurucu ve lezzet dolu bir kahvaltı keyfi yaptım.

greyfurtu hazırlamak çok basit, müesli de açıkçası beklediğimden çok daha kolay oldu.  müesli tarifinden yaklaşım yarım kilo kadar müesli çıkıyor kapalı bir şekilde cam kavanozda uzun uzun saklayabilirsiniz, badem sütü ile de denedim öyle de çok güzel oluyor.

 malzeme:

 greyfurt için:

1 adet greyfurt

1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

1 yemek kaşığı akçaağacı şurubu

müesli için:

2.5 su bardağı glütensiz yulaf

3 çay kaşığı toz tarçın

3 çay kaşığı toz zencefil

1 tutam deniz tuzu

½ su bardağı ufak parçalar halinde kesilmiş amerikan cevizi (pekan)

½ su bardağı akçaağacı şurubu

1 çay kaşığı vanilin özü

4 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

6 yemek kaşığı rende hindistan cevizi

½ su bardağı kuru yaban mersini (cranberry)

tarif:

greyfurt için:

fırının üsten pişirmesini 200 dereceye açın

greyfurtu ortadan ikiye bölün ve bıçak ile meyvenin etini kabuğundan ayırın

ufak bir borcamın içine yerleştirip her bir yarımın üzerine hindistan ceviz yağını ve şurubu sürün

7-8 dakika boyunca fırında pişirin; fırınınıza göre daha hızlı veya yavaş pişebilir dikkatli olun!

fırından çıkarıp üzerine müesli serpip soğumadan önce servis yapın

müesli için:

fırını 180 dereceye ayarlayın

bir fırın tepsisine yağlı pişirme kâğıdı serin

büyük bir kapta yulafı, amerikan cevizlerini, rende hindistan cevizinin yarısını ve baharatları karıştırın

başka bir kapta akçaağacı şurubunu, vanilin özünü ve hindistan cevizi yağını iyice karıştırın

ıslak malzemeyi kuru malzemeye ekleyip karıştırın

bu karışımı fırın tepsinize eşit olacak şekilde serin ve fırına yerleştirin

15 dakika aralıklarla karıştırın

toplam 40-45 dakika, yulaflar altın rengine gelene kadar pişirin

fırından çıkardıktan sonra kuru yaban mersinleri ve kalan hindistan ceviz rendesini karıştırın

 

 

 

 

 

 

 

haftanın keyfi…thanksgiving’e özel tatlar

bu hafta bizim evde çok yemek pişti…her sene kasım ayında kutlana thanksgiving (şükran günü) bayramı benim için çok değerli. bu kutlamanın hikayesi çok ilginç.  çocuklara geleneksel olarak şu şekilde anlatılır…

amerika’ya ilk yerleşen avrupalılar bu yeni toprakların şartlarını bilmeden gelirler.  tarım nasıl yapılır, neler yetişir; hangi hayvanlar var ve ne şekilde avlanırlar; iklim nasıldır, hangi şartlarda nasıl hava olur bu havalara karşı en iyi ne şekilde korunur?  tüm bu sorulara cevap bulmaya çalışırken birçok göçmen hastalanıp hayatını kaybeder.  hatta o kadar büyük bir fire verilir ki 1620-21 senesinin yaz sonunda gelen 102 kişinin sadece 51’i kış sonuna kadar hayatta kalmayı başarır.  hikâyeye göre kışı geçirebilenler de sadece etrafta yaşayan kızılderililerin yardımlarıyla hayatta kalmamıştır.  bu nedenle kış sonunda avrupalı göçmenler ve kızılderililer bir araya gelir ve büyük bir şükran yemeği yerler.  tabii bu durumda bu yemek kasım ayında değil de mart ayında yapılmış olması gerekir.

pek biz neden kasım ayında kutlama yaparız? hikâyenin bu kısmı da amerika’nın iç savaşı ve o dönem cumhur başkanı olan abraham lincoln’a dayanır.  iç savaş dönemi tüm amerikan vatandaşları için oğlan üstü zor bir dönem olarak geçmiştir.  kuzey güney savaşı olarak anılan bu savaşta kardeş kardeşe karşı; baba oğluna karşı, komşu komşuya karşı çok savaşan olmuş.  hem insani değerlerin ön planda olduğu bu eyaletler arası çatışmada aynı zamanda ekonomik ve siyasi güç dengeleri de ön plandaymış.  maddi manevi çok büyük kayıpların yaşandığı savaşta özellikle kış başı yer alan büyük bir çatışmanın sonrasın lincoln tüm ülke vatandaşlarına moral vermek üzere bugün halen kutladığımız ulusal şükran gününü ilan etmiştir.  her sene kasım’ın son perşembesi kutlana bu bayramın dini değil, ulusal bir kutlama olmasından dolayı her amerikalı için önem taşır.  noel’de veya yılbaşında kapalı olmayan müesseseler bile thanksgiving günü kapalı olur.  ailelerin ve dostların bir araya geldiği bugün de de bol bol yemek pişer ve keyif yapılır!

biz de geleneği hiç bozmamak üzere aynen yemeklerimizi yaptık, soframızı kurduk, şaraplarımızı şampanyalarımızı koyduk ve keyfimize baktık 🙂

bu haftanın keyiflerini bu seneki thanksgiving menümüzden seçtim… geleneksel cranberry sosu, elmalı tart ve (benim favorim olan) balkabaklı tart… menümüzün tatlı kısmını oluşturan bu yemeklerin illa ki şekersiz veya vegan olduğunu söylemem fakat her zamanki gibi hepsi glütensiz!

IMG_5122

kuru cranberry sosu:

geleneksel bir thanksgiving yemeğinde cranberry sauce hindinin yanında servis yapılır.  özellikle hindinin beyaz eti bazen kuru olduğu için bu tarz bir sos iyi gelebiliyor. ben mısır ekmeğiyle yemeği tercih ediyorum- harika bir tatlı/tuzlu kombinasyon oluyor.

malzeme:

250 gram kuru cranberry (yaban mersini)

1 adet ufak doğranmış mandalina

2 çubuk tarçın

4 yemek kaşığı hindistan cevizi şekeri

2 çay kaşığı limon suyu

1.5 su bardağı su

IMG_5125

tarif:

tüm malzemeleri ufak bir tencere içerisinde karıştırın

kaynayana kadar pişirin

kaynadıktan sonra suyunu neredeyse tamamen çekene kadar kısık ateşte pişirin

arzuya göre sosun yarısını robottan geçirebilirsiniz

ılık olarak servis edin

IMG_5152

derin’s apple pie (elmalı tart)

bizim evde elmalı tart işini normalde her sene kız kardeşim derin üstlenir. bu yıl kendisi yeni doğum yaptığı için thanksgiving için amerika’daydı ve tart işi bize kaldı.  çok şükür daha önceki senelerde bize hep göstermişti; alegra ve ben de ellimizden geldiği kadar ona layık bir tart çıkarmaya çalıştık 🙂

malzeme:

1 adet glütensiz tart hamuru (tarifi burada bulabilirsiniz)

4 yemek kaşığı glütensiz un

2 yemek kaşığı limon suyu

1.5 su bardağı hindistan cevizi şekeri

8-10 adet soyulmuş, çekirdekleri alınmış ve ince ay şekliden doğranmış organik elma

bir tutam deniz tuzu

3 çay kaşığı toz tarçın

2 çay kaşığı toz zencefil

½ çay kaşığı rendelenmiş muskat

3-4 adet ezilmiş karanfil

2 yemek kaşığı küçük küpler halinde kesilmiş tereyağı

2 yemek kaşığı çığ krema

1 yemek kaşığı daha hindistan cevizi şekeri

tarif:

fırını 200 dereceye ısıtın

tart hamurunu yuvarlak bir tart kalıbına yerleştirin ve 30 dakika boyunca buzdolabında soğumasını bekleyin

kesilmiş elmaları, limon suyunu, 2 yemek kaşığı hindistan cevizini ve tüm baharatları iyice karıştırın

elma karışımını tart hamurunun üzerine döküp eşit olacak şekilde yerleştirin

üzerine kesilmiş tereyağı parçalarını yerleştirin

kalan tart hamurundan arzu ettiğiniz kalıpları kullanarak değişik şekiller hazırlayın (biz yaprak şekli kullandık)

hamur şekillerini elmaların üzerine yerleştirin

hamur fırçasıyla kremayı üsteki şekillerin üzerine sürün ve istediğiniz miktarda hindistan cevizi şekeri serpin

tartı fırına koyup 200 derecede 20 dakika pişirin

fırının ısısını 180 dereceye indirin ve yaklaşık 50-60 dakika daha tartı pişirin- kenarlardan tartın suyunun yavaşça kaynadığını ve hatta taştığını görene kadar- üstündeki hamurda kızarıp altın rengine dönüşecektir

tartınız piştikten sonra fırından çıkarıp soğuma telinde bekletin

ılık olarak yanında dondurma veya kremşanti ile servis edin

IMG_5130

balkabaklı tart

işte thanksgiving’de olmaz ise olmaz tatlımız- aynı zamanda benim en çok sevdiğim tatlılardan biri! baharatlarla dolu, balkabağının lezzetli ve huzur veren tadından oluşan bu muhteşem tartı her yıl kutlamamız için büyük bir keyifle hazırlar, daha da büyük bir keyifle yeriz…amerika’da hep hazır balkabağı püresi kullanılır; burada ben hiç rastlamadım ve tabii ki evde yapmak çok daha zahmetli ama bu ev yapımı pürenin tartımıza eşsiz bir lezzet kattığımızdan da yüzde yüz eminim!

malzeme:

1 adet glütensiz tart hamuru (tarifi burada bulabilirsiniz)

3 su bardağı organik balkabağı püresi

½ su bardağı akçaağacı şurubu (agave şurubu da kullanılabilir)

3 adet hafif çırpılmış organik yumurta

1 su bardağı krema

2 çay kaşığı toz tarçın

3 çay kaşığı toz zencefil

¼ çay kaşığı rende muskat

3-4 adet karanfil

¼ çay kaşığı toz kakule

1 tutam deniz tuzu

1 çay kaşığı vanilin özü

1 adet yumurta sarısı

tarif:

fırını 200 dereceye ısıtın

tart hamurunu yuvarlak tart kalıbına yerleştirin ve yumurta sarısını üzerine sürün

yaklaşık 10 dakika kadar sıcak fırında pişirin- dokununca sıcak olmalı

tart hamuru pişerken balkabağı püresini, yumurtaları, akçaağacı şurubunu, kremayı ve tüm baharatları el blenderi kullanarak iyice karıştırın

tart hamurunu fırından çıkarıp fırının ısısını 180 dereceye düşürün

balkabaklı karışımı sıcak tart hamurunun üzerine eşit olacak şekilde dökün ve tekrar fırına koyun

40-45 dakika boyunca pişirin- (balkabağı karışımı pişerken sertleşecektir- ortası hala biraz hareketliyken fırından çıkarmaya dikkat edin aksi takdirde tartınız soğuduktan sonra ortası çatlayabilir)

fırından çıkardıktan sonra en az 15 dakika soğuma teli üzerinde soğumasını bekleyin

ılık olarak ve yanında dondurma veya kremşanti ile servis edin

 

IMG_5156

 

 

 

 

 

 

 

glütensiz tart hamuru

bu tart hamurunu biz birçok tarifte kullanıyoruz ve her seferinde çok memnun kalıyoruz! balkabaklı tart, elmalı tart, ıspanaklı kiş hepsinde harika oluyor!  tart hamurlarında kullanılan tereyağı miktarı nedeniyle her biri genelde yoğun bir tat olur, fakat bu tarifte glütensiz karabuğday ununun kullanılmış olması tartların ve kişlerin ağırlıklarını bayağı bir dengeliyor.

malzeme: (2 adet tart hamuru için)

2.5 su bardağı glütensiz karabuğday unu (biz sinangil markayı tercih ediyoruz)

1 çay bardağı şeker

1 çay bardağı tuz

1 su bardağı küçük küpler halinde doğranmış tereyağı

çok soğuk su

tarif:

tüm kuru malzemeleri orta boy bir kapa koyun

kesilmiş olan tereyağlarını yavaş yavaş ekleyin ve hamuru yoğurmaya başlayın

4 yemek kaşığı kadar soğuk suyu ekleyin ve karışımı yoğurmaya devam edin

eğer tam olarak hamur kıvamına henüz gelmediyse ve hala yapışmaya küçük hamur parçaları var ise azar azar soğuk su eklemeye devam ederek tam bir hamur haline gelene kadar devam edin

hamur kıvamına gelince ellinizdeki hamuru ikiye bölün ve büyük küreler haline getirip birer birer streç filmine sarın

en az 1 saat buzdolabında beklettikten sonra tart hamurunuzu istediğiniz yöntem ile 2 santimetre kalınlığına gelene kadar açın ve tart kabınıza yerleştirin

tart veya kiş tarifinize göre pişirin

*bu tarif martha stewart everyday food’dan esinlenilerek hazırlanmıştır

*glütensiz tart hamuru tarifi daha önce DM Stil websitesinde yayınlanmıştır

haftanın keyfi…balkabaklı kahvaltı kurabiyeleri

son bahar mevsimi bizim evde çok keyifli ve bol kutlamalı bir şekilde geçer…cadılar bayramı, kasım sonundaki şükran günü, kızların ara tatili…her biri ayrı bir keyif.  havaların serinlemesiyle evde geçirdiğimiz vakit de artıyor; sofra etrafında sohbetler olsun, akşam üst yaptığımız faaliyetler olsun, mutfakta değişik yemek denemelerimiz olsun hepsi bizim evde son baharın geldiğinin işaretidir.

bu mevsimin meyveleri de ayrı bir güzel…en çok sevdiğimizden biri de balkabağı!  şimdi diyeceksiniz ki balkabağı sebze değil mi?  ben de geçtiğimiz gün bu tarifi hazırlarken bu konunun araştırmasını yaptım…balkabağı çekirdekli ve yenilir bir gıda olduğu için meyve kategorisine giriyormuş.  bunu araştırırken birkaç ilginç bilgi daha da buldum…100 gram balkabağında sadece 27 kalori varmış fakat bunun yanı sıra aynı miktar balkabağında yüksek ölçüde sağlıklı lif, a ve c vitaminleri, potasyum ve magnezyum da mevcutmuş.  yani anlayacağınız balkabağı hem yetişkinler hem de çocuklar için oldukça sağlıklı ve faydalı bir besin.

biz evde sık sık balkabağından çorba ve püre yapıyoruz; sebze yemeklerine katıyoruz ve fırında pişirip balığın veya etin yanında da yiyoruz.  tabii kutlamalarda çok geleneksel olan balkabaklı tart da bu dönemde en az haftada bir gün pişiyor!

bu haftanın keyfini hazırlarken balkabağını değişik bir şekilde kullanıp hem keyifle yenilecek hem de tarta nazaran daha sağlıklı olacak bir tarif oluşturmaya çalıştım.  denemelerin sonunda ortaya çıkan kahvaltılık kurabiyelerde hiç şeker yok, her zamanki gibi glütensizler ve ayrıca da veganlar.  akşam üstü atıştırması olarak veya yoğun bir sabahta kahvaltı yerine yemek için harika bir alternatif. bu hafta tarifte de göreceksiniz ki iki türlü denedim- çocuklar için biraz siyah çikolata ekledim; yetişkinler için ise sade pişirdim.  her tadına bakan bayıldı…umarım sizlerde beğenirsiniz! afiyet olsun 🙂

malzeme:

1.5 su bardağı glütensiz yulaf ezmesi

½ su bardağı badem unu

4 yemek kaşığı chia tohumu

2 çay kaşığı toz tarçın

1 çay kaşığı toz zencefil

4-5 tane karanfil

1 çay kaşığı deniz tuzu

6-7 yemek kaşığı kuru yaban mersini (cranberry)

6-7 yemek kaşığı kabak çekirdek içi

1 su bardağı balkabağı püresi

4 yemek kaşığı eritilmiş hindistan cevizi yağı

5-6 adet kuru hurma (10 dakika suda beklettikten süzün sonra blenderden geçirip püre haline getirin)

2 adet vegan yumurta (tarif için buraya tıklayın…arzuya göre normal yumurta da kullanılabilir)

**ve isterseniz 1-2 avuç küçük parçalar halinde kesilmiş siyah çikolata**

tarif:

fırını 180 dereceye ısıtıp fırın tepsisine yağlı kâğıt serin

büyük bir kapta yulafı, badem ununu, yaban mersinlerini, kabak çekirdek içlerini, baharatları ve tuzu karıştırın

balkabağı püresini, hindistan cevizi yağını, hurma püresini, vegan yumurtaları (ve kullanıyorsanız çikolata parçalarını) da ekleyip iyice karıştırın

hamuru yemek kaşığı büyüklüğünde alarak fırın tepsisine yerleştirin

pişerken yayılmayacakları için her bir kurabiyenin üzerine hafif bastırarak biraz daha yayvan bir hale getirin

15-18 dakika boyunca pişirin- kurabiyelerin kenarları hafif kızaracaktır

kurabiyeleri fırından çıkardıktan sonra soğuma teli üzerinde soğumalarını bekleyip hava almayacak şekilde metal veya cam saklama kabının içerisinde 5 güne kadar muhafaza edebilirsiniz