bu hafta neler okuyoruz

bu postta neler okuyoruz yerine nerede okuyoruz konusunu elle aldım…size benim de çocukluğumun geçti çok özel bir kitabevini tanıştırmak istedim….malaprops bookstore and cafe

bu ay kızlarla amerika’dayız.  asya washington dc’de olan georgetown üniversitesinde üç haftalık bir kursta, alara ve alegra ise benimle birlikte doğup büyüdüğüm küçük şehirde vakit geçiriyorlar.  asheville muhteşem bir ufak şehir, hatta her sene amerika’da en iyi yaşanacak küçük şehirler listesinde yer alıyor.  blue ridge ve appalachia dağ zincirlerinin birleştiği noktanın ortasında bulunması nedeniyle her bir yanı yem yeşil ve doğal olan bir bölge.  burada vakit geçirmek, gezmek, görmek rahat ve kolay.  kompakt ama çok hareketli ve kendine has havası olan bir şehir merkezi var.  Rengarenk boyanmış ufak binalar içerisinde yerel ve organik gıdalar kullanmaya önem veren bir sürü değişik lokanta var, sanat galerileri, birbirinden keyifli mağazalar var.  hafta sonları açık hava müzik performansları ve dans gösterileri oluyor.  her yaz geldiğimizde downtown denilen bölgede vakit geçirmek bizim en çok sevdiğimiz programlardan biri.

geçen akşam üstü yine bir downtown programı yaptık ve kendimizi en çok sevdiğimiz, ve istanbul’dan takip etmeye devam ettiğimiz malaprops kitabevi ve kafe’de bulduk. içeriye girer girmez bizi kitap ve kahve kokusu karşıladı…anında kendimizi evimizde gibi hissettik.  alara hızla kasaya gidip okuma listesine yazmış olduğu kitapları sormaya başladı, alegra ise bu sene ilk defa çocuk kitapları bölümüne yönelmeyip arka tarafta doğru yer aldı.  okul senesi boyunca okumuş olduğu kitapların ve yapmış olduğu çalışmaların faydasını gören küçük kızımız artık orta sınıflar kategörisiden kitap seçmeye hazır.  alegra’nın 9-12 yaş çocuklara uygun, biraz daha uzun olan ve neredeyse görsel bulundurmayan bu kitaplara geçmiş olduğuna inanmak bana hala çok zor geliyor.  sanki daha dün kelimeleri anlamaya çalışıyordu, nasıl oldu da uzun uzun hikayeleri okuyup anlayabiliyor??

yeni kategörisinde uzun uzun bakınıp düşündükten sonra alegra kendisine üç dört tane kitap seçti.  hepsi macera kitapları ve hepsinde baş rol karakteri on yaş civarında olan bir kız çocuğu.  konulara bakınca özellikle bir tanesi bana ailemizi çok andırdı…küçük kız kalabalık bir ailenin kızı ve sürekli kendisiniden büyük olan kardeşleriyle yarışmak zorunda hissediyor.  alegra da sık sık bu duruma düşüyor ve bazen kendisini duyuracak diye ablalarını son derece rahatsız de edebiliyor doğrusu.

alara bu aralar young adult bölümünden biraz fantastik kitaplar okumayı tercih ediyor. bu tarz romanları okumak çok heyecanlı ve sürükleyici oluyor.  hikayenin heyecanı nedeniyle de nitekim hızlı okunabiliyor.  kendisine seçtiği kitaplardan o kadar keyif alıyor ki… her fırsatta kitap okuma vakti yaratmaya çalışıyor.  özellikle tatil zamanları arka arkaya bir sürü kitap bitirebiliyor!  kendisini her zaman çok iyi tanıyan bu güzel ortanca kızım üç haftalık kampa gideceği için bir sürü kitap aldık ona, tam saymadım ama sanırım 10-12 tane aldık.  bakalım, kampın son haftası ona yedek kitap göndermek zorunda kalabilirim!

neredeyse doğudu günden beri en büyük kitap kurdum olan asya ise bizimle burada olmamasına rağmen washington’dan bize malaprops siparişleri gönderdi.  o da asheville’e gelince mutlaka tekrar gideriz.  en büyük şansım bu aralar alara ile aynı tarz kitapları ve serileri tercih ediyor olması. bir taş ile iki kuş durumu oluyor açıkçası- tek problemimiz eve döndüğümüzde kitaplar kimin dolabında duracak kavgası başladı!

kendim için seçtiğim kitaplar ise genelde bu bölgede yaşayan ve buranın kültürü ve insanlarıyla alaka konuları ele alan yazarların kitapları oluyor.  north carolina’nın bu bölgenin kendine has bir kültürü ve gelenekler var.  zamanında birçok iskoç göçmenin yerleşmesi nedeniyle iskoç kültürünü de andıran tarafları da var.  her ne kadar çocukluğumu burada geçirmiş olsam da istanbul’a taşınıp da asheville’i ziyaret amaçla gelmeye başlayana kadar bu kültürün derinliğini ne anladım ne de değerini fark etmemiştim.  ilginç değil mi? bazen tam önümüzde olan bir şeyi görebilmek için bayağı uzaklaşmak gerekiyor!

dün akşamki ziyaretimiz malaprops’a ilk ziyaretimiz oldu bu yaz ama eminim ki son ziyaretimiz olmayacaktır! kütüphane havası olan bu kitap evi vakit geçirmek için harika bir mekân- belki kızlar kampa gidince ben kendim de biraz orada oturur yetişkin okuma saati ilan ederim!

haftaya neler okuyoruz ile devam edeceğim- burada birçok yeni, birbirinden keyifli çocuk kitabı bulma şansım var- hepsini paylaşmaya çalışacağım!

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.